Kaldırımın başına doğru yanaştığımda o kalabalıkta dahi hissedebildiğim bir ses duyuldu sırtımda. Bir beyfendi yerinde sürekli hareket ediyor ve bir an önce ışığın yanması için söyleniyordu.
Biraz sonra yeşil ışık yandı ve tüm arabalar okulda sıraya girmiş çocuklar gibi durmaya başladı.
Beyfendi seslendi: Yürüyün ışık yandı
Tam arkamda olduğu için onun geçiş alanını kapattığımı düşünüyordu galiba ama en az üç insan geçecek kadar boş mesafe vardı etrafımda.
Karşıya ben yavaş adımlarla geçerken uzun paltolu, sinirli görünümlü, sürekli söylenen adam yanımdan süratle geçti ve gitti. Neden bilmiyorum elli metre sonra aynı adam yanımda yine göründü ve yine yanımdan hızlı geçti yine söyleniyordu.
Belli ki bir yere yetişecek ve sürekli önüne bir engel çıkıyor biraz evvel bir lamba belki de az önce bir tanıdık arkadaş
Tam bir Altılı ganyan bayisinin önünden geçmekteydim ki adam arkadaşlarıyla kahkaha ata ata sohbet ediyor. Büyük ihtimalle at yarışları üzerine konuşuyordu. Biraz izledim adamı biraz evvelki yüzün bu kadar gülebileceğine inanmak kolay değildi.
Çok tuhaf geldi bir bağımlılık diyebileceğimiz alışkanlığın o kişiyi bu kadar mutlu etmesi bana çok acı geldi. Mutlu olduğu anları orada yaşaması fikrine inanmak istemedim. Belki de sevdiği insanlarla bir arada olmaktı onu mutlu eden ama ne olursa olsun mutluluk kavramı üzerinde düşünmeye başladım yine
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder